
Sanal âlemin
küçük sarı kafalarıyla başım dertte. Her
yerdeler, her cümlenin başında, sonunda, ortasında
gözlerini dikmiş bana
bakıyorlar. Aslında iki nokta ve bir parantezden ibarettiler başta. Minnacık bir
şaka gibiydiler ama artık harflerin yerini almaya çalışıyor gibiler ve
ben hala
ne anlama geldiklerini bilmiyorum. Zaten sanal dünyada iletişimin büyük
sorunları var. Her şey korkunç bir ciddiyet altında olmak zorunda çünkü kelimelere
dönüşen her fikir ciddileşir.
Her söz kendisi anlamına gelir, başka bir şey
değil.
Oysa ben insanlarla konuşurken, yani yüz yüzeyken öyle çok jest ve mimik
yaparım ki, aslında söylediğim her şeyin tersini söylemiş olabilirim. Hakaret
gibi görünecek şeyler doğru bir ifadeyle şakaya dönüşebilir
ki ben sözlerinin
çoğunda şaka olan biriyim. Hem de bazen acımasız şakalar. İşte öyle zamanlarda
insanlar mimiklerim sayesinde şaka yaptığımı anlarlar. Amma ve lakin s
anal âlem
çok korkunç. Yüzleri olmayan insanlarla konuşmaya çalışıyorsunuz. E aklımın
yollarına engel olamıyorum, yine şaka yapasım geliyor. Ne oluyor, cümlemin
sonuna
bir kurtarıcı gibi sarı suratı yerleştirmem gerekiyor. Peki, bu sarı
suratlar yetiyor mu?
Tabi ki hayır. Onlar toplasan üç, bilemedin beş taneler ve
benim suratımdaki kas sayısı bile bundan fazla, kim bilir o kaslarla kaç
kombinasyon yapabilirim. Kendimi anlatamadığım gibi insanları da anlayamıyorum.
Çünkü ben
o sarı suratın ardında gerçek bir insan hayal ediyorum ve
söyledikleri ile koyduğu küçük yüzlerin birleşiminden ne gibi bir anlam
çıkarmam gerektiği çok muğlak kalıyor. Bir örnek vermek gerekirse; birine “
sevişelim
mi?” diye mesaj atıyorum. Yahu örnek veriyoruz, biraz da eğlensek ne olur. Hem
de hikâye bu ya mesajı attığım dilber ile gerçekten sevişme ihtimalim olsun ama
emin değilim. Kız geriye şöyle bir mesaj atıyor. “
J Oldu J” E ben şimdi ne anlayayım. “
Oldu
oldu, başka derdin var mı istersen bi de çıplak uzanayım” mı demek istiyor ki
istediğim tam da buydu. Yoksa tam da beklediği teklifi almış biri olarak güler
yüzle “
oldu” mu diyor. Hâlbuki bu yüzlerin sayısı arttırılsa. Mesela yüz elli
tane anlamlı yüz olsa. Sadece bu yüzleri ve küçük resimleri kullanarak yazı
yazsak, oha Esperanto’dan bile daha evrensel bir dil olabilir bu, olmayabilir
de, fazla heveslenmeyin.
Yorumlar
Yorum Gönder